Dilinizi seçin

Önceki yazılarımızda sözünü ettiğimiz konulara ek olarak, "sistem" yaklaşımından söz etmek istiyorum.

Her değişim projesi gibi, yalın üretim projesi de, başlangıçta direnç ile hatta inkar etme tutumu ile karşılaşacaktır. Bu "sistem" yaklaşımıyla da ifade edilebilir. İşletmeniz; çeşitli üretim araçlarından, insanlardan ve süreçlerden oluşan karmaşık bir sistemdir. Bu sistemin unsurları, birbirleri ile değişik seviyelerde etkileşim halindedir. Organizasyonunuz ne kadar basit görünse de, geri planda bir karmaşık ilişkiler ağı bulunur. Bunu, işlerin yolunda olduğu zamanlarda pek farketmezsiniz. Sistemde, herhangi bir değişiklik yapmaya karar verdiğinizde ve harekete geçtiğinizde; bu karmaşık ilişkiler ağı kendini göstermeye başlar.

Başlangıçta karşılaştığınız "direnç gösterme" refleksi bu yapı ile ilgilidir. Her sistem, mevcut durumunu korumak ister. Bu, doğada, endüstride ve siyasette de geçerli bir durumdur. Değişim, sistemi/organizasyonu oluşturan unsurlar için, çapraz/karmaşık etkileşimlerin çözülmesi ve yeniden yapılanması anlamına gelir. Önceki yazılarımızda bahsettiğimiz "belirsizlik" bu durumdan kaynaklanır. İnsan beyni belirsizlikten hoşlanmaz. Buna karşı gösterdiği tepki, değişime karşı direnç olmaktadır. Bu, doğal bir süreçtir.

Devamını okumak için kayıt olun …